Dikkat Eksikliği Yaşam Hakkını Kısıtlamaz
Dikkat Eksikliği Hiperaktivite
Bozukluğu olan kişilerinde bu hayatı bizlerle beraber yaşamaya hakkı vardır.
Sorun ve problemlerle başa çıkma
yolunda yaş olarak büyük insanlar fazla etkilenmemekle birlikte daha küçük
yaşta olan bebek ve çocuklar gerçekten bu durumdan en fazla zararla çıkabilecek
kişilerdir. Çünkü küçük çocuklar kendilerini ifade edebilme konusunda bizlere
göre daha olgunlaşmamış yapıya sahiptir.
DEHB kişinin elinde olan bir durum
olmamakla beraber Ailelerin ilk verdiği tepkiler benim çocuğumda herhangi bir
rahatsızlık yok diyerek savunmaya geçmeleridir.
Biz insanlar yaradılış fıtratı olarak
sabırsız ve gerçekten fazla düşünmeden karşımızdakilere tepki vererek, kendimizi
savunmaya çekiyor olmamız bizleri birçok konuda hataya düşürebilir.
“ Dilin kemiği yok ki! ”
Aslında dinlemeyi öğrenebilsek ve
düşünüp ondan sonra harekete geçebilsek ne bizler üzülürüz ne de diğer insanları kırıp üzeriz.
Bazı şeyleri kabullenmeyi öğrenmenin
artık gerekli bir duygu olduğunu anlamamız en doğru olanıdır. Bunlardan birisi
de DEHB olan kişilerle yaşamımızı sürdürebilmektir. Zor ve çok sabır isteyen bir
konu olsa da Hiperaktif Çocuklarla Yaşamın Zorluk ve Güzelliğini görmeliyiz ;
“Yaradılanı severiz,
Yaradan dan ötürü “
Evde çocuklarımızda, işte
arkadaşlarımızda veya akrabalarımızda mutlaka Dikkat Eksikliği (DEHB) bulunan kişiler vardır.
Fakat bizler bunun farkında değiliz. İnsanları olduğu gibi kabul etmemek artık
geride kalmış bir davranıştır. Herkesin içinde bulunduğu duruma göre yargılamak
yerine, insanları insan oldukları için kabul etmek mantıklı olan bir
davranıştır.
Özellikle bizler anababa olarak
çocuğumuzda DEHB olduğunu fark edemeyebiliriz, çünkü bu alanda uzman değiliz,
sadece iyi birer evlat yetiştirmeye
çalışan kişileriz.
Bu konuyla karşı karşıya gelmiş bir
anababaysak, ilk yapmamız gereken profesyonel kişilerden ve hastanelerden
yardım alarak onların yönlendirmeleri il birlikte çocuğumuzun ve kendimizin
hayatını bir düzene sokmaktır.
Dert ve sorun dünya var olduğu sürece
devam edecektir. Biz buna dert veya sorun olarak bakmıyoruz, özellikle
evlatlarımız Rabbimizin bizlere bağışladığı birer emanettir. Onlara gerçekten
emanetlere nasıl sahip oluyorsak öyle sahip olmalı ve sorunları düşünmek yerine doğru soruları
sorarak çözümlere odaklanmalıyız. Doğru cevaplar bulmak için doğru sorular sormayı
da öğrenmeliyiz.
“ İçinde EŞK olan kişi
soruna ve derde değil gönderene bakar ”
Her hareketli çocukta DEHB
olmayabilir. Yaramaz çocuk ile DEHB olan çocukların karakteri ve davranış
şekilleri farklıdır. Yaramaz çocuk bilerek ve isteyerek yaparken, Dikkat Eksikliği (DEHB) olan
çocuk elinde olmadan, dikkatini toplayamadığı için veya hareketliliğini
kısıtlayamadığı için yapar.
Oğlumuz doğduğunda bizimde böyle rahatsızlıklardan
haberimiz yoktu, bir yaşına girene kadar böyle bir problemimizde yoktu. Ne
zaman bir yaşına girip yürümeye başladı, bizim için hayatın değişim noktası
oldu. Her gün yeni sorun ve problemlerle karşı karşıya kalmak, devamlı
hastanelerde olmak, eşyaların zarar görmesi, çocuğun başına kötü bir şey gelecek
kaygısı ile devamlı çocuğu takip etmek, gerçekten zor bir durumdu.
O günlerde başımıza gelenleri yazsak
roman olurdu diyorduk, bugün yazıyoruz blog oluyor.
Normal zamanlarda her şey günlük
güneşliktir, ama ne zaman başımıza bir olay gelse başlarız dert yanmaya çünkü
sabır diye bir duygu yoktur içimizde.
Peki ne yapmalıyız? Elektronik aletler
gibi bazen sabrımızı da şarja taksak iyi olur, ama bitmeden.
Evlatlarımız ve eşimiz Rabbimizin bize
emanetleridir, emanete de gözümüz gibi bakmak bizlerin boynunun borcudur.
Unutmamalıyız ki karıncaya
yaptığımızın bile hesabını vereceğiz, gerisini siz düşünün.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Saygı ve Sevgi çerçevesinde tüm yorumlarınızı bekliyorum.